İnternet Gazeteciliği Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in internet haberciliği yasasına karşı yürüttüğü çalışmaları eleştirerek, “Türk yasalarında hala tanınmayan internet gazetecilerini yok sayamazsınız. Emekçi binlerce gazetecinin hakkını ranta kurban edemezsiniz.” dedi.
TİGAD Genel Başkanı Geçgel, geçtiğimiz günlerce Haberler.com’da yayınlanan “Nazmi Bilgin’e açıkça soruyoruz: İnternet medyasında çalışan emekçiler gazeteci değil mi?” başlıklı kınama yazısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Saygımız, yanlışları dile getirmemize engel değil”
İnternet haberciliği yasası çıkması için 2-3 yıldır yoğun bir mücadele verdiklerini ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de dahil olmak üzere sektörde hatırı sayılır birçok gazeteciden görüş aldıklarını belirten Geçgel, “Sayın Nazmi Bilgin, duayen bir gazetecidir. Meslek abimiz olarak kendisine saygımı özellikle belirtmek isterim; ancak bu saygı, bazı yanlışları dile getirmemize engel değil. Çünkü ortada bir yanlış var! Nazmi Bilgin, genç gazetecilere, yeni nesil gazeteciliğe ayak uydurmalarını tavsiye eder. Geleneksel gazetecilik ile internet gazeteciliğinin harmanlanmasını savunur. Ancak yeni nesil gazetecilik modeli olan internet gazeteciliğini resmi olarak kanunlarda tanımlayan internet haberciliği yasasına karşı çıkıyor.” Dedi.
TİGAD Genel Başkanı Geçgel, şöyle devam etti: “Adam bir şirket kuruyor, 100 gazete basıyor, Basın İlan Kurumu’nun resmi ilanlarından yararlanıyor. Öte tarafta her gün haberlerini yüz binlerce hatta milyonlarca kişiye ulaştıran dijital mecralar ya da haber siteleri, bırakın ilan almayı, resmi olarak gazeteci olarak bile tanınmıyor. Ben burada duayen gazeteci ağabeylerime sormak istiyorum; burada bir yanlış yok mu? Bir yanda yeni nesil gazeteciliği savunmak, diğer yanda bu gazetecilik modelini yok sayarak geleneksel medya yapısının korunmasını talep etmek doğru mu? Haber sitelerinde binlerce emekçi gazeteci var. Çoğu geleneksel gazetecilikten yetişen gazeteciler. Bu internet gazetecilerinin Basın Kartı alma hakkı yok; ama 100 gazete basan bir şirketin hem yöneticileri hem çalışanları Basın Kartı alabiliyor. Burada bir çelişki yok mu?”
“Ok yaydan çıkmıştır!”
“Medyada maalesef değişmeyen bir yapı var. Gazeteciliği geleneksel kalıplarda değerlendiriyorlar. Bu yapı, nemalandıkları dev pastayı kimse ile paylaşmak istemiyor. Bunun için de gazetecilik kurumlarını kullanarak süreci sabote etmeye çalışıyorlar.” diyen Okan Geçgel, sözlerini şöyle tamamladı: “Türk yasalarında hala tanınmayan internet gazetecilerini yok sayamazsınız. Emekçi binlerce gazetecinin hakkını ranta kurban edemezsiniz. Sıradan bir gazetede çalışan gazeteci ile haber sitesinde çalışan gazeteciyi ayıramazsınız. Komik tirajlarla elde ettiğiniz rantla gazeteciliği ayakta tutamazsınız. Ok yaydan çıkmıştır! Bunu engelleyemeyeceksiniz!”
