Sosyal medyanın internet gazeteciliği üzerindeki etkileri hakkında konuşan haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Av. Bedia Teymur, “Biz 2001 yılında yayın hayatına başladık. Yayın hayatına başladığımızda insanlar henüz geleneksel medyadan çıkmamıştı. Şu anda yaptığımız tartışmayı biz 13-14 yıl önce yapmaya başlamıştık. Şimdi hâlâ radyo ve televizyon var ama maalesef gazeteler ömürlerini tüketmek üzereler ve hatta masaüstü bilgisayarlardan haber okuma dönemi de bitmek üzere. Bizi şu anda daha çok masa başında o anda sosyal medyaya girme imkânı olmayan memur arkadaşlarımız takip ediyor. Tatil günlerinde anlık ziyaretçi sayımız yarı yarıya düşüyor. Bilgisayardan girenler azaldı. Akıllı telefonların etkisiyle insanlar mobilleşti.
Aynı zamanda, sinemaya, tiyatroya giderek salonlarda izleyenlerin sayısı da azaldı çünkü insanlar artık zamana, mekâna bağlı kalmıyorlar. Ben istediğim programı, istediğim tartışmayı, istediğim haberi veya istediğim bilgiyi istediğim zamanda ve istediğim yerde öğrenmek isterim. Örneğin bizim Youtube videolarımız akşam saatlerinde daha çok izleniyor. Çünkü insanlar o saatte evde oluyorlar, izleyeceğim dedikleri şeyleri biraz yemek yedikten sonra, rahatladıktan sonra oturduğu yerden bunları izliyorlar. Durum böyle olunca yayıncılığın, haberciliğin şekli değişti. Sadece yayıncılık ve haberciliğin değil elbette ama habercilik hakikaten çok hızlı bir şekilde değişti. Bizim için artık Twitter veya Facebook hem bir haber kaynağı hem de halka ulaşmak için bir kaynak oluyorlar. Dediğim gibi hem haberleri Twitter’dan alıyoruz hem de orada paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmasına ajans haberciliğinden ve haberi nasıl topladıklarından bahsederek başlayan İHA Anadolu Yakası Bölgesi Bölge Müdürü Mustafa Biçer, “Öncelikle ajans haberciliğinden bahsetmek istiyorum. Genelde ajans haberciliğinin ne olduğu pek bilinmeyen bir konudur. Ajans haberciliği, dünya genelinde haberlerin büyük çoğunluğunu oluşturur. Biz ajans haberciliğinde günlük olarak dünyadaki her bölgede muhabirlerimiz ve kameramanlarımız ile faaliyetteyiz. Bunlardan gelen haberleri abonelerimize servis ediyoruz. Günde yaklaşık beş yüz bandında görüntülü haber, binin üzerinde de fotoğraflı ve yazılı haber geçiyoruz. Bu oluşturduğumuz haberleri de sosyal medya hesaplarına, internetteki medyaya, özellikle televizyonlara servis ediyoruz. Onlar da bir abonelikle birlikte bizden bu görüntüleri alıyorlar, istediklerini kullanıyorlar.
Her kesimden müşterimiz olduğu için bizim haber seçme seçeneğimiz pek olmuyor. Genelde her türlü haberi, konu ne olursa olsun servis etmekten çekinmiyoruz. Habere nasıl ulaşıyoruz, daha sonra nasıl servis ediyoruz o hiyerarşiyi anlatmak istiyorum. Ajans haberciliği işin okuludur. Ajans haberciliğinden yetişirseniz iyi bir gazetecilik geleceğiniz olabilir. Bizim bir teşkilatlanma yapımız oluyor. Bu teşkilatlanma yapısında kişileri tanıyoruz. Bu tanıdığımız kişiler bizim haber kaynağımız oluyor. Birinci öncelikli haberlerimiz asayiş kaynaklı oluyor. Bölgelerimizde çalışan muhabirlerimiz var. Yanlarında kameraman arkadaşlarımız oluyor. Bunların şoförleri ve araçları oluyor, aynı zamanda da haberi bir an önce geçebilmek için malzemeleri oluyor. Nedir bunlar? Bilgisayarları oluyor, internetleri, kameraları oluyor. Haberleri bir şekilde toparlayıp merkeze gönderiyorlar, merkez de en kısa sürede bunları servis ediyor. Bizim muhabirlerimizin yüzde doksanı alanda çalışıyor. Oluşturdukları bu haberleri biz de yaklaşık üç bine yakın abonemize servis ediyoruz. Peki bu haberlere nasıl ulaşıyoruz?
Birincisi devlet kaynaklı oluyor. Bizim cumhurbaşkanlığından, bakanlıktan, muhalefetten, iktidardan çoğu kişiyle ilişkimiz oluyor, onlardan bize basın bültenleri geliyor. Bunlar rutin haberler ve biz bunları gidip günübirlik takip ediyoruz. Onun dışında da asayiş haberlerimiz var. Asayiş olaylarına şu şekilde ulaşıyoruz: Bölgemizden sorumlu muhabirlerde polis, itfaiye ve ambulans telsizleri var. Buralardan geçen anonsları duyuyoruz. Şu anda diğerleri kriptoya geçtiği için sadece itfaiye dinleyebiliyoruz. Anadolu’da hâlâ polis telsizi dinlenebiliyor. Buradan dinliyorlar ve arkadaşlar da ilçelerindeki anonsu duyuyor olay yerine gidiyor ve oradaki bilgileri topluyor” diye konuştu. Mustafa Biçer, İHA’nın 2019 yılında başlattığı gönüllü İHA muhabirliği uygulaması hakkında da bilgi verdi ve öğrencilerin bu aplikasyonu cep telefonlarına indirerek İHA’nın gönüllü muhabiri olabileceklerini ifade etti.
Televizyonların Whatsapp İhbar Hatları hakkında bilgi veren Show TV muhabiri Aziz Akova, “Haber kanalları daha çok ajanslardan besleniyordu, şimdi artık Whatsapp’tan besleniyoruz ve bu bir iş kolu oldu. Bizim Show Haber’de Whatsapp’a bakan bir personelimiz var. Whatsapp editörü pozisyonu ile maaşını bu sayede alıyor. Tüm gelen görüntüleri inceliyor. Önce onun eleğinden geçiyor, daha sonra da toplantıda bunları müdürlere sunuyor ve istenilen güzel görüntüler haberleştiriliyor” dedi. Panele gelmeden önce bir Whatsapp haberi yapmak için sahada olduğunu anlatan Aziz Akova, Whatsapp ihbar hattına gönderilen videoları hemen olduğu gibi yayımlamadıklarını, önce görüntünün geldiği yere gidip araştırma yaptıklarını, kişilerle konuştuklarını ve bilgileri teyit ettirdiklerini söyledi. Akova, öğrencilere mutlaka staj yapmaları gerektiğini de anlattı.
Sosyal medya gazeteciliği ve etkileri üzerine konuşan USMEK Genel Sekreteri Uğur Eskier, “Biz dernek olarak sosyal medyayı sadece bir iletişim ve etkileşim alanı olarak görmüyoruz. Sosyal medya hayatı dönüştürdü. Şirketlerin dijital dönüşümü gibi artık toplum da dönüşüyor. O yüzden biz dernek olarak sosyal medyanın ve sosyal medya kullanıcılarının özel olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Üniversitelerde toplantılar yapılmalı, paneller, büyük konferanslar düzenlenmeli çünkü sosyal medya artık toplum mühendisliğinin bir parçası haline geldi. Sosyal medya bir algı yönetimi mecrası haline geldi. Siyasiler sosyal medyadan mesaj veriyor, adaylığını sosyal medyadan açıklıyorlar. Kurumlar sosyal medyadan paylaşım yapıyor, etkileşime göre karar veriyorlar. Biz de dernek olarak bunun bilincinde olduğumuz için bu tür panellerle ve çeşitli kamu kurumlarıyla yaptığımız çalışmalarla bu alanda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Sosyal medya ile ilgili güncel veriler de paylaşan Eskier, “Dünya nüfusu 8 milyar ve bu nüfusun yüzde yetmişi akıllı telefon kullanıyor. Küresel internet penetrasyonu yani internet kullanan sayısı yüzde altmış beşe yaklaşmış durumda. Ocak 2022 itibarıyla dünya genelinde sosyal medya kullanan kişi sayısı 4.62 milyar. Dünya nüfusunun yarıdan fazlası sosyal medya kullanıyor. Bu rakamın bu aya kadar 5 milyarı geçtiğini düşünüyorum. 2012 yılında sosyal medya kullanıcı sayısı 1.5 milyarmış yani on yılda üç kattan fazla artış kaydetmiş. Sadece 2021 yılında dünya genelinde 424 milyon kişi sosyal medya hesabı açmış. Facebook’un 3 milyara yakın aktif kullanıcısı var ve şu anda en çok kullanılan, en çok hesap olan sosyal medya platformu olarak biliniyor. Youtube’nin 2.5 milyar aktif kullanıcısı var. Whatsapp her ne kadar bir mesajlaşma platformu olarak bilinse de artık sosyal medyadan rol çalmaya başladı. Çünkü artık televizyonların Whatsapp hatları var, gazeteler çok aktif olarak kullanıyor. Instagram’ın kullanıcı sayısı 1.5 milyarı aşmış durumda ama etkileşim bakımından en etkili platform diyebiliriz. WeChat, dünyada genelinde 1.2 milyar kullanıcısı var. Tiktok’un bir milyardan fazla kullanıcısı var. İş dünyasının sosyal medya platformu olarak bilinen Linkedin var. Yaklaşık 800 milyon kullanıcısı var. Twitter gazetecilere daha yakın. Habercilik, siyaset, tartışma ortamı için çok aktif kullanılan bir platform, liderler, siyasi partiler çok etkin olarak kullanıyor. Twitter habercilik ve gazetecilik için çok etkili bir platform” dedi.
İnternet gazeteciliği yasa çalışması hakkında bilgi veren Türkiye İnternet Gazetecileri Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel, “Biz TİGAD olarak uzun zamandır internet gazeteciliği yasasının çıkarılması konusunda çok ciddi gayretler sarf ediyoruz. TBMM nezdinde, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’yla bu anlamda paydaşız. Komisyon, Hatay milletvekili Doç. Dr. Hüseyin Yayman hocanın başkanlığında kuruldu. Komisyonun kuruluş amacı internet gazeteciliği yasasını çıkarmak, sosyal medyayla alakalı bazı araştırmaları yapıp sosyal medyayla ilgili bazı kanunlar çıkarmak. İnternet gazeteciliği yasası işin gerçeği sosyal medya yasasının gölgesinde kaldı. Sosyal medya yasası yasaklarla anılmaya başlandı ve internet gazeteciliği yasası bunun gölgesinde kaldı. 300-400 tirajlı bir yerel gazetede çalışan bir çaycının dahi sigortasını yapıyorsanız sarı basın kartı diye tabir ettiğimiz bugün turkuaz basın kartından yararlanırken dijital medyada haberlerini milyonlara ulaştıran, milyonlara okutan bir editörün, bir muhabirin bu haktan yararlanmadığını görüyoruz, tanınmadığını görüyoruz. Dolayısıyla burada ciddi bir hak gaspı var, bunun bir an önce giderilmesi gerekiyor. Kişisel veriler anlamında özellikle veri tabanının korunması konusunda da ciddi bir muallaklık var, bunun da bu yasa ile güvence altına alınması gerekiyor.
Özellikle Anadolu’da kime ait olduğu belli olmayan, künyesiz birçok haber sitesinin olduğunu görüyoruz. Buralarda çok ciddi manada dezenformasyon söz konusu. Siz eğer bir alanı başıboş bırakır, tanımazsanız o alan farklı amaçlara da hizmet edebilir. O zaman siz o alanı tanıyacaksınız ve belli sınırlar çizeceksiniz. Eğer siz o alanı tanımıyorsanız, o alanı gazeteci olarak tanımlamıyorsanız o zaman orada her türlü hukuksuzluk meydana gelebilir. Biz burada bütün sorunları dile getirmeye çalışıyoruz. Meslek etiği duruşunun bizi sonuca götüreceği düşüncesindeyiz. Meslek etiğinin çok iyi özümsenmesi gerekiyor. Gazetecilik yaparken haberi doğru vermek gerekiyor, olduğu gibi vermek gerekiyor. Ben yorumla haberin ayrı tutulması gerektiği düşüncesine sahibim ve bu görüşü her ortamda savunuyorum. Eskiden haber olduğu gibi verilirdi, haberde olayın gelişimi ne ise o şekilde yansıtılırdı ama şimdi bakıyorsunuz tamamen sunucunun yorumuna bağlı. Dolayısıyla bu, haberciliğin dışına çıkıyor aslında. Haberi olduğu gibi vermeniz gerekiyor. Yorum kattığınız zaman, bu yorum oluyor, haber olmuyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın, “Yasada neler olacak?” sorusuna Geçgel, “Biliyorsunuz internet medyası, internet gazeteciliği ile alakalı olarak basın yasasında herhangi bir tanımlama yok. İnternet gazeteleri resmi ilanlardan ve reklamlardan yararlanamıyor. Çalışanlar basın kartı alamıyor, bir başıboşluk söz konusu. Herhangi bir resmi kurumda tanınmıyor. Bu yasa ile her şeyden önce internet gazeteciliği tanınacak. Bugün basılı gazeteler, televizyon yani yazılı, işitsel ve görsel medya hangi haklara sahipse dijital medya da o haklara sahip olacak. Bu dijital medya meselesini Amerika, Avrupa yıllar önce çözdü ama biz hâlâ dijital medyanın yasalarda bir tanımının olmayışını, tanınmamasını tartışıyoruz. Çok gecikildi ama biz bu gecikmeye rağmen bu kanunun artık çıkacağı inancını taşıyoruz. Yasa tasarısının son hali Cumhurbaşkanı’na sunuldu, Cumhurbaşkanı’nın onayından geçtikten sonra Meclis’e gelecek, Meclis Genel Kurulu’nda oylandıktan sonra yasalaşmış olacak. İnternet medyasının çok ciddi sorunları var. Özellikle Anadolu medyası büyük sorunlar yaşıyor. Gazeteciler büyük sıkıntılar yaşıyorlar, özlük hakları açısından çok büyük sorunlar yaşıyorlar, sigortaları yatırılmıyor gibi birçok sorunlar var. Daha iyi bir denetim mekanizması oluşturarak bunların önüne geçebiliriz diye düşünüyorum ve bu kanunla beraber dijital medyanın da artık yazılı, görsel ve işitsel medya gibi tanınacağı müjdesini burada verebiliriz, bunun mücadelesini veriyoruz” cevabını verdi. Panelin sonunda USMEK Genel Başkanı İzzet Aydın tarafından konuşmacılara birer teşekkür belgesi takdim edildi.