Derelioğlu yaptığı açıklamada, oyuncularımızın 90 dakika boyunca mücadele ettiklerini ve bundan dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Maç öncesi durumu değerlendirdiğimizde son haftalarda galibiyet serisi devam eden bir rakip karşısında, bizim de tam tersi bir gidişatımız varken çıkış yapmak istiyorduk. Büyük maç olması, iki büyük takımın oynaması doğal konsantrasyon sağlayacağından dolayı bir fırsat olabilirdi. Bütün çalışmaları bunun üzerine yapmıştık. Takımımız kaliteli oyunculardan kurulu, geçen yılın şampiyonudur. Bu yıla devreden kadrodan kayıplar olsa da, duyguyu yaşamış oyuncu sayısı fazla. Fırsat akşamlarında, konsantrasyonda da değişimin olabileceğini düşünüyordum. Oyuncu arkadaşlarımız çok iyi cevap verdiler. Trabzonspor oyuncuları olduklarını, onları kimsenin yok sayamayacağını, Trabzonspor’un her zaman bu ligde zirveye oynayacağını ve her zaman kazanan takım olacağını göstermek durumundaydılar. Bugün maç kazanabilirdik, 3 puan alabilirdik ama maçtan ve 3 puandan daha fazla değerler kazandık diye düşünüyorum. Oyuncuların özgüveni kazanmaları, kendi kimliklerini sahaya koymaları, bastıkları yerde iz bırakmaları bu sinyalleri verdi bana. Trabzonspor’un hocası olarak ya da onun içerisinden gelmiş, milli takımdan başlayan, futbolculuk vs. çeşitli kategorilerde bulunmuş biri olarak bizim genlerimizde kazanmak var. Kazanamadığımız taktirde mutlu olma şansımız yok ama bu akşam farklıydı, o yüzden ben mutluyum. Farklı değerler kazandığımız için mutluyum. Bundan sonra Trabzonspor’un önünü daha net görebileceğini, önümüzdeki yılın belki planlarını daha organize daha rahat, daha zaman kazanarak yapabileceğini düşünüyorum. Bu skor, bu oyun, bu ortaya çıkan ruh, zaman kazanma ve sağduyu açısından da Trabzonspor’a önemli bir süre kazandıracaktır. Trabzonspor’un gerçekten sağduyuya ihtiyacı var, skorlardan bağımsız olarak gelecekle ilgili planları ortaya koymasına müsaadeye ihtiyacı var. İnsanlar yapmak istediklerini herhangi bir baskı altında, stres altında kalmadan, plan proje ve süre içerisinde yapmalarına müsaade edilmesi gerekiyor. Bu maç geri dönüş için iyi bir ışık olmuştur. Görevimizi yapmanın huzuru içerisindeyiz. Burada gerçek olan oyunculardır, Trabzonspor’un değerleri bunlar. Onların tekrar değer kazanmaları, kulübün değer kazanması için çok daha önemli ve onların haftalar süren bir düşüşten sonra psikolojik olarak özgüven kazanmaları bundan sonrası için de çok önemli. Onlara teşekkür ediyorum, kutluyorum. Olması gereken duruşu gösterdiler, yapılması gerekenleri yaptılar. Ama bazen futbolda yapılması gerekeni yaparsınız, olması gereken olmayabilir, bugün de skor eksik kaldı ama yine de bu mücadeleden dolayı mutlu olduğumu söyleyebilirim” ifadelerine yer verdi.
Derelioğlu açıklamalarını şu şekilde devam ettirdi:
“Trabzonspor Kulübü’nde son 1 ayda çok farklı değişiklikler oldu. Önce yönetimsel ardından teknik direktör değişikliğiyle beraber, sonra çok kısa sürede ikinci teknik direktör değişimi ardından geçici olarak benim teknik direktör koltuğuna oturmam. Oyuncu bu sürede garip hissedebilir. Bu süreç oyuncuyu da konsantrasyondan uzaklaştırdı. Kendileriyle birebir çok yakın konuştum, bir cevap bulmamız gerekiyordu. Onlarla iş birliği yapamazsak, onlardan gerekli geri bildirimleri alamazsak neyin yapılacağını bilemeyiz. Onlardan aldığımız geri bildirimlerden sonra böyle bir kanıya vardım çünkü kariyerlerinde, karakterlerinde problem yok. Ama insan bazen içinde bulunduğu süreçten etkilenebiliyor. Eğer nefes aldığı yerde bir sorun varsa o da onu soluyor. Bu hafta biraz daha fazla zamanımız vardı, hem saha hem birebir görüşmelerde, zaten onlar da bu durumdan çıkmak istiyor. Bir de büyük bir maç olması onlar için de dönüş şansıydı. Bizler teknik adamlar olarak taktiği tabii ki konuşacağız ama oyuncunun kendisini farkına varmasını sağlayacağız. Böylesi bir maçta çok da buna ihtiyaç yok. Seyircinin takıma destek vermesi, itici güç olması çok önemliydi. Oyuncularımdan o ışığı aldım, onlar kendilerini zaten ifade etti. Bu tür durumlarda ifadelerimiz çok fazla önemli değil ama hafta içi antrenmanlarda bazı şeyleri vurgulamak ve iz bırakmak önemli. Odaklandıkları konu, hafta boyunca onlara enjekte edilince, bugünün atmosferiyle doğal bir reaksiyon çıkıyor. Kulübün içinde bulunduğu çalkantılı durumlardan dolayı böyle şeyler olabiliyor, bugün bir fırsattı onu gerçekleştirdiler. Sağ bek takıntım yok, biraz kendi takımımız üzerinden biraz da rakip takım üzerinden gittik. Kenar oyuncu anlamında sayısal olarak sıkıntımız var. Edin’in olmaması, Trezeguet’nin 6 hafta oynamaması, uzun bir aradan sonra geri dönmesi bu nedenle 90 dakika oynaması risk olabilirdi, kendisiyle de bunları konuştuk. Farklı oyuncuların mevkilerini kaydırarak kenar oyuncu problemini aşabiliyorduk ama bu kez de çok fazla oyuncunun yerini değişip balansı sağlamayabilirdik, tek bir oyuncu mevki değişimiyle böyle yapmayı düşündük. Redmond’un solda oynaması, Masuaku’nun sürekli kat ederek oyuna katılması, Redmond’un içeri girerek koşular yapması Beşiktaş’ın silahıydı. Hem kendi gerçeklerimiz hem de rakibin gerçekleri üzerine oyunu tutmayı ve o bölgeyi tutmayı düşündük. Peres’in gücü yetene kadar onu kullanmayı düşündük, daha sonra Trezeguet’yi oyuna aldık. Bazı bölümler git gel olsa da önemli ölçüde karşılığını aldık diye düşünüyorum.”
